| ||||||||||
| ||||||||||
ZİYARETCİ İSTATİSTİĞİ |
TENİS CAMİASI ve PREKARYA/ RAMAZAN HAKAN YILMAZ18 Nisan 2020, 18:30 İskender Kordu İstanbul Tenis Eğitim Spor Kulübü Başkanı, 4. Kademe Tenis Antrenörü, Senyör Milli Tenis Oyuncusu Ramazan Hakan Yılmaz sitemize bir makale kaleme alarak tenis sporunun koronavirüs nedeniyle yaşanan sıkıntılardan kurtulması için reçete yazdı TENİS CAMİASI ve PREKARYA Dünyaya yayılan yeni tip koronavirüs (Covid-19) nedeniyle ekonomik hayat durma noktasına geldi. Karantina sürecinde insanların yiyecek ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağı endişesini gidermek, tamamen kaos haline geldi. İnsanların kafası karışık, aynı şekilde devletimizin de… Teknolojinin iyiden iyiye hayatımızı ele geçirdiği günleri yaşıyoruz. Sanal ortamda verilen hizmetler, satışlar, uzaktan eğitimler, online toplantılar... Fakat bu teknolojiyi kullanamayan milyonlarca insan var. Bir de tenis camiası var. Dokunarak, uygulayarak, saatlerce emek vererek sırtındaki ter kurumadan işini yapmaya çalışan bu camia, elinden geldiğince bu teknolojiyi işinin desteği olarak da kullanmaya çalışıyor. Peki şimdi nereden çıktı bu ‘Tenis Camiası ve PREKARYA’ diye düşünenleriniz çoktur. Prekarya, kelime anlamı olarak; güvencesiz mevcudiyet hali, ‘varım ama hiçbir güvencem yok’ gibi anlamlara gelir. Hatta İngiliz profesör Guy Standing, Prekarya adında bir de kitap yazdı. Standing’in kısaca, ‘küreselleşmenin çocuğu’ diye adlandırdığı Prekarya kitabını okumanızı tavsiye ederim. Bu konsept ya da diğer bir ifadeyle sınıf diyebileceğimiz prekarya, korona krizine kadar hep insanlar için kullanılırdı: Prekarya sınıfı! Fakat koronadan sonra kanımca tenis camiası, hatta aklımıza gelen bütün gerçek ve tüzel kişiler prekarya oldu. Bütün dünya gitgide güvencesiz bir mevcudiyet noktasına doğru gidiyor ve kırılganlık had safhada. Burada esas olan tüm tenis camiasına sahip çıkmak, psikolojilerini düzeltmek olmalı. ‘Bu federasyonun bir parçasıyım’, ‘devletimin spor kurumlarının bir bütünüyüm’, ‘onlar beni korur, ben de onları korurum’ diyebileceği bir motivasyona da ihtiyacı var bu camianın. Türkiye’deki tenis camiasına baktığımızda nasıl bir camia ile karşı karşıyayız? Hep beraber ona bakalım: • Gençlik ve Spor Bakanlığı • Türkiye Tenis Federasyonu • Resmi kurumlarca yönetilen tesisler • Resmi kurumlardan kiralanmış tesisler • Özel mülkiyetten kiralanmış tesisler • Mülkiyeti kendine ait olan tesisler • Kurumlarda ve tesislerde çalışan yönetici, tenis antrenörü, diğer hizmetlerde çalışan sigortalı kişiler • Herhangi bir kurum ya da kuruluşa bağlı olmadan kendi hesabına çalışan tenis hocaları • Profesyonel olmak için yol yürüyen üst düzey tenis oyuncuları • Tüm bu yapıdan farklı şekillerde hizmet alan çocuk, genç, yetişkin, senyörler • Turnuvaları yöneten tenis hakemleri, turnuva direktörleri, top toplayıcı çocuklar • Tenis sponsorları • Tenis medyası (yazılı, görsel) • Tüm bu yapının ekipmanlarını karşılayan uzman, perakende sektörü ve satış elemanları • Tüm bu camiaya destek veren sağlık kurumları, fitness antrenörleri, mentörler ve daha niceleri… İşte tüm bu camia ‘varım ama hiçbir güvencem yok’ diyor adeta. Peki şimdi ne yapacağız? Tenis camiasının ortak akılda buluşmasını sağlayacak ideal ve mantıklı prensipler oluşturmalıyız. Eğer bunu biz yapmazsak önümüzdeki günler bizler için çok tehlikeli gözüküyor. Bugünden başlayarak tüm bu camiaya umut olmak için geleceği şimdiden dizayn etmeye başlamalıyız. Peki nasıl ? Camianın içinde olan kurumlar ve bireyler için acilen yönetim, etkileşim, strateji alanında dijitalleşme planı yapmak zorundayız. Aynı şekilde camiayı destekleyecek fonlar oluşturulmaya başlanmalı. 3289 sayılı kanunun 25’inci maddesinde yer alan destek paketini işlevsel hale getirmeli. Oyuncu, antrenör, hakem, TTF çalışanları gibi gruplar için sosyal dayanışma ve yardım sistemi kurulmalı. Turnuvalar, tüm paydaşlar için daha kazançlı hale getirilmeli. Reklam ajanslarına, tesislere verecekleri reklamların avantajları iyi anlatılmalı ve bu konuda formüller üretilmeli. Hatta tenis camiası için özel bir spor kanalı kurularak, bu sporun daha fazla kan kaybetmemesi için ortak ve faydalı yayınlar yapılmasına teşvik edilmeli… Peki sizce içinde bulunduğumuz bu süreçte tenis için ne yapmalı, ne yapılmalı? Bu konuda görüşlerinizi (hknyilmaz@gmail.com) mail adresime yazabilirsiniz. Çünkü bunu ancak birlikte başarabiliriz. Ramazan Hakan Yılmaz İstanbul Tenis Eğitim Spor Kulübü Başkanı 4. Kademe Tenis Antrenörü Senyör Milli Tenis Oyuncusu Bu haber 4247 defa okunmuştur.
|
EN ÇOK OKUNANLAR |
||||||||
Altyapı: MyDesign Haber Sistemi |